
Balenin tarihi gelişimi!
Bale nedir? Balenin tarihi gelişimi nasıl olmuştur?
Bale, belli figürlere, adım atışlara dayalı dans ve müzikli gösteri türüdür.
Bale dansı, mimik, müzik, duygu ve dekor sanatlarının ileri standartta birleştirilerek kullanan bir tiyatro gösterisi olarak tanımlanabilir.
Asıl eleman olarak kullanılan dans aslında İtalyanca “dans” anlamına gelen “ballo” ya da “balletto” sözcüğünden türetilmiştir.
Bale uzun yıllar süren bir eğitimle öğrenilir, çoğunlukla müzikli yapılır. Erkek dansçılara “balet – yalnız bu deyim sadece Türkiye’de kullanılmaktadır.
Dünyanın diğer ülkelerinde erkek sanatçılara bale dansçısı, kadın dansçılara “balerin” denir. Balede tayt, mayo ve “tütü” denilen özel etek ve bunun gibi giysiler kullanılır.
Bale terminolojisinde ayakların tam parmak ucunda durmasını sağlayan ayakkabıya “point” ya da “puant” denir.
Bale yapılmadan önce esneme hareketleri mutlaka yapılmalıdır; yoksa ısınmadan hareketler yapıldığı için kaslar yırtılabilir ya da vücudun bir yerini incitebilir.
Balenin gelişimi
Balenin tarihi, eski uygarlıkların dinsel inançlarına ve ayinlerine dayanmaktadır.
Doğa olayları karşısında ruhlarında ortaya çıkan tepkileri tek veya topluca yaptıkları uyumlu el, ayak vb. vücut hareketleriyle belli etmeye çalışan ilk çağın insanı; bu olaylardan kendilerine zarar verenlere karşı öfke, kızgınlık, hiddet, iyilik getirenlere karşı minnet, sevgi, şükran duygularını değişik hareketler eşliğinde yaptıkları ilkel danslarla gösterirlerdi.
İlk bale parçaları eski Yunan ve Roma efsanelerini işlerken, Romantik Çağ’da halk geleneklerine de bu dansta yer verilmeye başlandı.
Başlangıçta ağır giysilerle sahneye çıkan bale oyuncuları XIX. yüzyılda daha hafif ve rahat giysilerle dans etmenin kolaylığını fark edildi.
Danslarında daha hafif ve rahat kıyafetler giymeye başladılar ve bu giyim tarzı balenin simgesi durumuna geldi.
Fransa ve İtalya’da başlayan bale sanatı daha sonraları başka ülkelere yayılmaya başladı ve en büyük gelişmeyi de Rusya’da gösterdi.
Önceleri serflerden seçilen dansçılar saraya alındılar.
Fransa’da IV. Henry tarafından desteklenen bale tüm Avrupa’ya, oradan da 16. ve 17. yüzyılın sonlarında da Danimarka ve İsveç’e kadar yayılmıştır.
Balenin altın çağı kendisi de iyi bir dansçı olan XIV. Louis döneminde başlamıştır. Bu döneme kadar halk tarafından dans edilirken bir kez profesyonel dansçılar kostüm maske ve peruklar kullanarak dans etmeye başlamışlardır.
18. yüzyılda bale tamamen kendini opera sanatından soyutlayarak özgür bir sanat formuna kavuşmuştur. Bunun da tohumları George Noverre trafından atılmış ve bugün sahnede gördüğümüz bale sanatı onun koyduğu kurallar üzerine kurulmuştur.
18. yüzyılın ikinci yarısında Rusya’ya ulaşan bale St.Petersburg’da Petipa ve Saint-Leon ile hayat bularak gelişmiş ve bugün hala sahnelenen Uyuyan Güzel Balesi, Fındıkkıran Balesi ve Kuğu Gölü Balesi gibi tanınmış eserler buradan tüm dünyaya yayılmıştır.
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!