
iPhonesuz yaşayamayanlar
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl, yeni gelişmelerle beraber yeni bazı hastalıkları da beraberinde getiriyor: İşte bunlardan biri de iPhone kullanıcıları ile ilgili…
Gönlük yaşantımız içinde büyük yeri olan akıllı telefonlar ile ilgili yapılan araştırmalarda iPhone kullanıcılarının büyük bir bölümünde bir takıntı hastalığı ortaya çıktı. Bu hastalığın adı: iPhone Obsesifliği… Bu arada obsesif bir tür psikolojik rahatsızlık; kısaca fazla takıntılı, endişeli olma hali; bir konuya saplantılı olarak bağlanma durumudur. Bu kişiler, bir şeyi çözüme kavuşturmadan rahat edemez, bu nedenle uykuları bile kaçar.
iPhone Obsesifliği’nin 3 tane önemli belirtisi var. Belki bunlardan birine “Aynısını ben de yapıyorum.” diyebilirsiniz. Ama tek bir belirti sizin takıntılı olduğunuzu göstermez.
Bakalım bu belirtiler neler?
Varsayılan ayarlar
iPhone kullanıcılarının çoğu varsayılan ayarları yani mevcut zil sesi ve mesaj sesi gibi ayarları hiçbir zaman değiştirmiyor.
iPhone’suz yapamayanlar
Bu özellikle erkeklerin takıntısı… Bu takıntıya göre iPhone mutlaka kişinin yanında olmalı hatta kişi, kıyafetinde telefonunu koyabilecek bir cebe veya bölüme sahip değilse bile telefonunu pantolonunun veya kemerinin içine sıkıştırıyor. Bir diğer takıntı da iPhone’unu asla titreşime almak istemeyenler. Bu kişiler, nerede olursa olsun telefonunu sessize veya titreşime aldıklarında kendini rahatsız hissedip, yaklaşık 7 saniyede bir telefonlarına bakıyor.
Bildirimler
Bu takıntıya sahip olanlar da Twitter, Facebook, mesajlar, e-mail bildirimlerini her zaman en önemliden en az önemliye doğru sıralıyorlar ve bu sıralamayı arada bir canları sıkıldıkça değiştirip sonra tekrar önem sırasına göre diziyorlar. Tüm bunların yanında görünüm olarak göze hoş gelmeyen iyi bir ikona sahip olmayan uygulamaları ise ayrı bir klasörde saklıyor. Ayrıca iPhone kullanıcıları her şarkının albüm kapağının olmasına dikkat ederken eğer şarkının bir resmi yoksa o şarkıyı çok beklemeden listelerinden kaldırıyorlar.
Akıllı telefonların hayatımızı kolaylaştırıyor gibi görünseler de birçok takıntıyı da beraberinde getiriyor. Bu nedenle teknolojiyi yaşantınıza doğrudan her şeyiyle almak yerine bir süzgeçten geçirerek, sadece gerekli uygulamaları ihtiyaçlarınıza göre kullanın. Bu sayede teknolojinin psikolojinizi etkilemesine izin vermemiş olursunuz.
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!