
İstanbul’da doğa ve tarihi buluşturan yer: Yıldız Parkı
Şehir hayatından uzaklaşmak isteyenlerin ortak noktası olan Yıldız Parkı, yeşil alanı, sakin ortamı ve tarihi yapılarıyla da gidenleri büyülüyor.
Şehrin stresinden birkaç saatliğine de olsa uzaklaşmak isteyenlerin kesinlikle gitmesi gereken bir yer Yıldız Parkı… Aslında park olarak adlandırılsa da Yıldız, 46 hektarlık bir alan içerisinde kocaman bir koru ve tarihi köşkler barındırıyor. Tarihe tanıklık etme ve doğayla da iç içe olma imkanı sunan Yıldız Parkı, merkezi bir konumda yer alan en büyük koru aynı zamanda.
Kayıtlarda ilk kez Kanuni Sultan Süleyman (1502-1566) döneminde rastlanan Yıldız Parkı, 1600’lü yıllarda ön plana çıkıyor ve o dönemlerde “Kazancıoğlu Bahçesi” olarak anılıyor. O zamanlar parkın bu adı taşımasının nedeni de korunun Kazancıoğlu ailesine ait olması. Daha sonra IV. Murat tarafından satın alınan bu topraklar, kızı Kaya Sultan’a hediye edilir. Lale devrinde de eğlence yeri olarak kullanılır. 1930’larda alan üçe bölünür, 1940’tan sonra da adı Yıldız Parkı olur. Ve ne yazık ki park, 1960-70 yılları arasında bakımsız kalır.
Neyse ki 1979′da Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (TTOK) ile İstanbul Belediyesi arasında imzalanan bir sözleşmeyle Malta ve Çadır köşklerinin onarımıyla beraber Yıldız Parkı’nın bütün bakımı 15 yıllığına bu kuruluşa bırakılır ancak 1994 yılında anlaşmanın yenilenmemesi üzerine kullanım hakkı tekrar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne geçer.
Parkın koru kısmında 400 yıllık nadir bulunan sekoyalar dışında sıra çamlar, sedirler, köknar, ladin, dişbudak, porsuk, ardıç, akçaağaç, meşe, yalancı akasya, sofora, at kestanesi, menengiç, Çin şemsiye ağacı, Amerikan lale ağacı, acem dutu, sabun ağacı, kaymak ağacı ve oya ağacı gibi 120’den fazla egzotik ağaç ve çalı türü bulunuyor.
Parka ilk geldiğinizde öncelikle etrafı yorulana kadar gezin. Parkta bahsettiğimiz ağaçların haricinde sevimli mi sevimli sincaplar da var. Siz etrafı gezerken mutlaka birine rastlayacaksınızdır ki biz gördük. Ayrıca koru yürüyüş yapmak dışında spor yapmak (parkta spor aletleri de var), temiz havada dinlenmek, dış çekim yapmak isteyenler için de oldukça uygun. Parka gittiğinizde özellikle dış çekim için gelen pek çok çiftle karşılaşmanız muhtemel. Özellikle Çadır Köşkü’nün önündeki yapay gölette fotoğraf çektirmenizin bu yüzden pek kolay olmadığını da ekleyelim.
Doğadan çıkalım ve biraz da tarihe yolculuk edelim…
İlk önce Malta Köşkü’nden bahsedelim… Malta Köşkü parkın içerisinde yer alan iki köşkten daha büyük ve gösterişli olanı. 1800’lü yıllarda Sultan Abdülaziz tarafından Malta’dan getirilen taşlarla yaptırıldığı söylenmekle birlikte aslında köşkün adının tam olarak nereden geldiği bilinmemektedir. Başka bir rivayete göre de köşk adını fethedilen yerlerin mekanlara verme geleneğinden dolayı almış olabileceğidir.
Abdülmecit döneminde Neo-Klasik, Neo-İslam, Neo-Osmanlı boya tekniklerinin kullanıldığı köşkte, hem güzellik hem de kullanım amacını (dinlenme, seyir ve av köşkü) belirtmek amacıyla tavanlar av hayvanları, sebze meyve ve çiçek figürleriyle süslenmiştir.
Günümüzde ise restoran olarak kullanılan köşkte isterseniz kahvaltı yapabilir, akşam yemeği yiyebilir ya da ufak bir mola vermek için girerek çay, kahve içebilirsiniz. Ayrıca köşkün işletmesi Beltur’a ait olduğu için fiyatlar da oldukça uygun, İstanbul’da pek çok mekan buradan daha pahalı mesela Türk Kahvesi yalnızca 5 TL. Bunun dışında kahvaltı 35 TL, yemekler de 25-35 TL arasında değişiyor. Aynı zamanda akşam yemekleri arasında Osmanlı saray mutfağından seçmeler de var. Kısacası Malta Köşkü özellikle tavanlarındaki dekorları ve içerisini görmek için bile gitmeye değer. Boğaz manzarasında oturmak isteyenler için de bahçesi mevcut.
Parkta yer alan bir diğer köşkümüz ise Çadır Köşkü… Çadır Köşkü Malta Köşkü’ne oranla daha küçük ve parkın girişinden biraz daha uzak bir mesafede yer alıyor. Çadır Köşkü de Malta Köşkü’ndeki tarzla süslenmiş, saray mensupları tarafından günübirlik gezileri için seyir ve dinlenme yeri olarak kullanılmıştır. Köşk Abdülhamit’ten sonra uzun yıllar kullanıma kapatılmış ancak 1949’dan sonra onarılıp kullanıma açılmıştır. İşletmesi birkaç kez el değiştiren köşkü, 1997 senesinden itibaren ise Beltur işletmektedir.
Çadır Köşkü de kahvaltı yapmak, akşam yemeği yemek ve dinlenip hoşça vakit geçirmek için ideal bir yer. Kahvaltı burada 25 TL ancak hafta sonu açık büfe kahvaltıya giderseniz 35 TL. Yemeklerin fiyatları ise Malta Köşkü’ndeki gibi. Çadır Köşkü de tarihi dokuyu görmek isteyenlerin mutlaka uğraması gereken bir yer ve ortam o kadar güzel ki içinden hiç çıkmak istemeyeceksiniz…
Parkın içerisinde yer alan bir diğer mekan ise Kır Kahvesi. Burası özellikle yazın dışarıda oturmak isteyenlerin uğraması gereken şirin bir yer. Burada kahvaltı 22 TL. Beltur’a ait olan bu yerde de fiyatlar hemen hemen aynı.
Yıldız Parkı’na nasıl gidilir?
İletişim bilgileri
Adres : Yıldız Parkı – Beşiktaş / İSTANBUL
Tel : 0212 327 45 01
Ulaşım
Parkın iki ana giriş kapısı bulunmaktadır. Yıldız parkı kapılarından birisi Beşiktaş’tan Ortaköy’e giden Çırağan Caddesi üzerindedir. Diğer kapı ise parkın doğusunda yer alan Palanga Caddesi üzerindedir.
Özel aracınızla
1. Avrupa yakası, Eminönü – Beşiktaş, Sarıyer – Beşiktaş sahil yolunu takip ederek Yıldız Parkı’na ulaşabilirsiniz.
2. Anadolu yakası ulaşmak için; Boğaziçi köprüsünü geçip Beşiktaş sapağından Yıldız Parkı tabelasını takip ederek ulaşabilirsiniz.
Otopark ücreti: Günlük 7 TL.
Toplu taşıma
Toplu taşımayla Yıldız Parkı’na gitmek için parka yakın duraklarda inip biraz yürümeniz gerekli.
Yıldız Parkı yakınlarından geçen İETT hatları için lütfen tıklayınız.
Not: Fotoğraf makinenizi yanınıza almayı ve kalın giyinmeyi unutmayın. Yüksekte yer alan Yıldız Parkı akşamları özellikle soğuk oluyor. Bizden söylemesi
Fotoğraflar ve haber: Duygu NEŞELİ
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!