
Ardıç ağacının öyküsü
Kışın yapraklarını dökmeyen, daima yeşil kalabilen ardıç ağacının üremesinin başka bir canlı türüne bağlı olduğunu biliyor muydunuz?
Servigiller ailesinden iğne yapraklı bir ağaç türü olan ardıç; yüksek dağlar, ovalar, bataklıklar ve ormanlarda yetişebilir. Ardıç ağacı sivri, sert ve iğneli yapısı sayesinde kurak ve sert iklimlerde bile rahatlıkla yaşayabilir. Çok geniş bir yetişme alanı olan ardıç ağacı, bazen çalı biçiminde olabilirken; bazen de yüksekliği 10 metreyi aşabilir. Ardıç ağacının siyah bir meyvesi bulunur. Bu meyveler, eylül ile kasım ayları arasında toplanır ve tıpta ilaç yapımında kullanılır.
Ardıç ağacı, birçok ilginç özelliği ile dikkat çeker. Ardıç ağacının en ilginç yönü üreme şeklidir… Çünkü bu ağacın üremesi, diğer bitki ve ağaçlarınkine hiç benzemez. Ardıç ağacının üremesi için başka bir canlı gerekir. Kendisi ile aynı adı taşıyan bir kuş olan …
Ardıç ağacı da diğer bitkiler gibi tohum üretir ve tohumlarını yere döker ancak bu tohumlar bir ardıç kuşu tarafından yenmedikçe çimlenme gerçekleşmez. Ardıç kuşunun sindirim sisteminde ardıç ağacının tohumlarının kabukları açılır. Ardıç kuşunun dışkısı ile beraber toprağa karışan tohumlar ancak bu sayede çimlenir ve yeni ağaç filizleri ürer.
Çok zor ve yavaş büyüyen ardıç fidanının 1,5 ile 2 metre arasına gelmesi için yıllar gerekebilir. Fidanın ağaç halini alması ise onlarca yılı bulur. Ardıç ağaçları, zahmetli büyümelerine karşın çok uzun ömürlüdür; binlerce yıllık ömürleri olan ardıç ağaçları vardır. Hatta bu ağaçlardan bazıları anıt ağaç olarak koruma altına alınmıştır. Ülkemizdeki en eski ardıç ağacının Konya, Taşkent – Alata (Balcılar)’da bulunduğu iddia ediliyor. Bir iddiaya 2.300 yaşında olan bu ağaca yörede ‘ağıl ağaç’ deniliyor.
Ardıç ağacının meyvesi de önemli bir sahiptir. Halk arasında ve alternatif tıpta (yani hekimlerin ve bilimin önerisi dışında toplum içinde gelişen hastalıklara şifa arayışı yönteminde) ardıç meyvesinin bünyesinde birçok şifayı barındırdığına inanılır. Orta Çağ zamanında Avrupa’nın birçok yerinde Veba çok tehlikeli ve öldürücü hastalıktı… O dönemlerde insanlar ardıç meyvesini çok fazla tüketerek kendilerine şifa aramıştır. Bu inanç Orta Çağ’dan günümüze kadar gelmiştir. Bu yüzden özellikle Avrupa’da bazı konutların etrafı ve bahçeler hastalıklardan korunmak için ardıç ağaçlarıyla kaplanmıştır.
Ülkemizde de bazı yörelerde kutsal olarak kabul edilen ardıç ağacı dallarına bez bağlanarak dilek tutulur.
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!