
Çocuklarda beyni geliştirecek yöntemler!
Arkadan öne doğru gelişen beynin erken çocukluk döneminde farklı yöntemlerle daha da iyi çalışması sağlanabilir. Peki, nedir bu beyni geliştirecek egzersizler?..
İnsan beyninin 10 yaşına kadar sünger kıvamında olduğunu belirten uzmanlara göre bu dönemde temel yetenek ve becerilerle ilgili her şey beyin tarafından emiliyor…
Uzmanlar, 10 yaşına kadar olan dönemin çocukların içindeki potansiyeli açığa çıkarmak için çok önemli olduğunu vurguluyor. Yani çocuğun beynini bir santral gibi düşünecek olursak, bu santrali 50 hatla kullanmak yerine bin hatlık bir merkeze dönüştürmek mümkün olabilir. Ancak bunu yaparken beynin nasıl işlediğini çok iyi bilmek gerekiyor.
Okul öncesi süreçte aklına gelen her davranışı yapmaya çalışan çocuk, ilköğretim döneminde daha mantıklı ve kontrollü davranışlar geliştirir. Aslında buradaki değişikliğin sağ ve sol beyindeki tepkilerden kaynaklandığını bilmek ebeveynlerin yapacağı pek çok yanlışı da önleyebilir. Çünkü beyni bilmeden çocuğun davranışlarını yorumlamak pek çok hataya neden olabilir. Oysa çocuğun birçok davranışı çocuğa özgü değil, bulunduğu yaşa uygun davranışlardır.
Okul öncesi ve ilkokul dönemi çocuklarının temel farklılıklarından biri de düşünme şeklidir. Okul öncesi çocuklarda sağ beyin baskın olduğu için, kurallara bağlı kalmaksızın düşünürler. Akıllarına geleni söylerler. İlkokula gelindiğinde ise düşünce yapısında da gelişmeler olur ve çocuk daha mantıklı, kurallı düşünme becerisi geliştirir. Bu çocuklar genelde daha akıllıca konuşan, dili daha iyi kullanabilen, gerçeği algılamada daha başarılı olan bir performans sergiler. Bu beceri de daha çok sol beynin bir fonksiyonudur.
Eğitimsel açıdan her iki beyni koordineli şekilde kullanmak en iyi olanıdır. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin, çocuklara, her fırsatta sağ ve sol beyin yarıkürelerini birlikte çalıştıracak etkinlikleri yaptırmaları gerekiyor. Örneğin; piyano, bateri çalmak, sağ el ile sol kulağı gösterme, sol el ile sağ ayağa dokunma gibi oyunlar, belirli bir hareketi taklit etme, yapılan bir hareketi anlatma vb. çalışmalar bu anlamda yararlı olacaktır.
Hangi yaşta hangi beceriler gelişiyor?
– 0-1 yaş anadil
– 0-2 yaş görme, işitme, tat alma vb. duyular
– 1-4 yaş matematik ve mantıksal yetenekler
– 5 yaşına kadar genel zeka
– 3-10 yaş müzik yeteneği
– 0-10 yaş yabancı dil
Beyin arkadan öne doğru geliştiği için en son alın korteksi (prefrontal korteks) gelişiyor ve alın korteksinin olgunlaşması 20’li yaşlara kadar devam ediyor. Ergenlik döneminde duyguları ve hareketleri baskılayan ve kontrol eden alın bölgesi tam gelişmediğinden, ergenler ilişkilerinde çatışmacı ve eleştirici bir dil kullanıyor. Kaygı düzeyleri de yüksek olduğu için agresif davranışlar sergiliyorlar.
Yaş ilerledikçe bu davranışlar yerini sakin ve kontrollü hareketlere bırakıyor. Halk arasında davranışlardaki olgunlaşma olarak ifade edilen bu süreç aslında beyindeki olgunlaşmanın bir sonucu. Çocukların da doğumdan itibaren sürekli hareketli olması, içinden geçeni hemen yapmak istemesi, duygularının götürdüğü yere gitmesi ve şimdiki zamanı yaşaması gibi birçok davranışı, beynin arkadan öne doğru gelişmesinden dolayı yaşanan bir durum.
İşte, erken yaşlardaki çocukların düşünme ve davranış becerilerini geliştirecek birkaç yöntem;
1- Arda arda gelen sayı ve kelimeleri tekrarlatın
Okul öncesinden başlayıp ilkokulu bitirinceye kadar çocuklara oyunlaştırılmış ortamlarda dikkat ve bellek çalışmaları yaptırılmalı. Dikkat ve bellek çalışmaları sanılanın aksine sadece bu konuda sorun yaşayan çocuklar için değil, bu yaştaki tüm çocuklar için gerekli. Ard arda verilen sayı ve sözcük kümelerini tekrar edilmeli. Örneğin; 2-5-1-8, top-cam-şemsiye-kitap gibi. Giderek sayı ve sözcük sayısı artırılarak uygulama devam ettirilebilir. İki resim arasındaki farkları bulmak, anlamsız cümleleri söyleyip tekrarlamasını istemek gibi uygulamalar da yapılabilir. Örneğin, “Gökyüzünde yürüyen filin cepleri heyecanlıydı.”
2- Parmaklarıyla değil akıldan hesap yaptırın
Akıldan hesaplama egzersizleri de beyin açısından oldukça etkilidir. Çocuğun yaşına uygun yönergeler verilip hesaplamayı parmaklarıyla değil, akıldan yapmasını istenmeli. Uygulama, zorluk düzeyini artırarak ve zenginleştirerek tekrarlanmalı. Örneğin: “İki kalemin var, iki kalem da ben verirsem, kaç kalemin olur?” “Üç elman var, ikisini ben alıp yesem, kaç elman kalır?” “Dört elman var, birini ben yedim, birini de arkadaşın yedi, toplam kaç elman kalır?” “Beş elman var, iki elma daha verdim, bir elmanı da arkadaşına verdin, kaç elman olur?” “28+12+7=?” “33-6+5=?”…
3- Ses ve görüntüsünü kaydedip izletin
Çocuğun, oyununu, hareketini, günlük bir faaliyetini görüntülü olarak kaydedip daha sonra izlettirilebilir. Bu çocuğun kendini dışarıdan görmesi ve izlemesini sağlar. İzleme sürecinde, olumsuz herhangi bir yorumun yapılmaması son derece önemlidir. Sadece, çocuğun kendisi ile ilgili söylediği şeyler olursa dinlenmeli ve söylediklerinin özü ona tekrar edilmeli. Ya da belirli bir konuyu öğrenme aşamasındayken, konu sesli olarak okunarak veya anlatılarak ses kayıt cihazına kaydedilip dinlemesi sağlanmalı. Böylece, okurken/anlatırken ve kendi sesinden dinlerken tekrar tekrar öğrenme gerçekleşir. Uygulama çocuklara ilgi çekici geldiğinden ders çalışma motivasyonlarını da artırıyor. Kendi seslerini dinlemenin yaratacağı sempati de öğrenme sürecini kolaylaştırıcı bir başka etkendir. Uygulamanın bir başka şekli de, tanıdığı, sevdiği kişinin konuyu okurken ya da anlatırken kaydedilmesi ve onun izletilmesi yolu ile olabilir.
4- Sözcükleri tersine çevirerek okutun
Tersine çevirme işlemi zorlayıcı olduğu için beyni geliştirir. Sözcükler, verilen sayılar, işlemler, olaylar, hareketler vb. tersine çevirilebilir. Mesela; “araba” sözcüğünü ya da “8-2-5 sayılarını” tersten okuması istenebilir. “20’den geriye doğru 2’şer say” “56’dan geriye 7’şer say” “Labirenti sondan başa doğru çizerek tamamla” gibi alıştırmalar yapılabilir.
5- Anlattıklarının resmini çizdirin
Beyin girdi-işlem-çıktı süreci ile çalışır. Dışarıdan gelen bilgiler üzerinde bir dizi işlem yapan beyin, onları konuşma, yazma, okuma, hareket etme vb. gibi çıktılara dönüştürür. Baktığı resmi anlatma, anlatılan öykünün resmini yapma, resimde gördüklerini canlandırma, dinlediği şarkının resmini yapma gibi pratikler beynin kapasitesini artırır.
Çocuklar, çoğu zaman kendisinden yapılması istenen şeyi ya hatırlayamaz ya da nasıl yapacaklarını şaşırırlar. Bu nedenle dinleme, işitsel dikkat, sıralama gibi becerilerinin gelişimini sağlamak için onlardan birkaç aşamalı isteklerde bulunup bu istekleri tekrar etmesini istenmeli. Örneğin: “İstersen önce defterini çıkarıp resim yapabilir, sonra oyuncaklarınla oynayabilirsin” gibi bir yönerge verdikten sonra “Hadi tekrar et bakalım senden ne yapmanı istedim” denilebilir.
7- 5N1K kuralını uygulayın
Kitap okuma çocukların gelişimleri açısından çok önemlidir. Ancak, kitabı sadece okumak yeterli değil. Okuma, beyne girdi sağlıyor ama çıktı sağlamıyor. Oysa beyin çıktılarla daha fazla geliştiği için okunan metnin anlatılması çok daha etkili. Okumalarda kısa metinden başlayıp aşamalı olarak uzun metinlere doğru gidilmelidir. Çocuklardan öncelikli olarak serbest anlatma (çocuğun kendi istediği gibi anlatması) değil, yapılandırılmış anlatma (5N1K) yapması istenmeli. Böylece, çocuğun zihninde belirli bir okuma sistematiği kodlanmış olur. Bu okuma ve anlatma sistematiği yerleştiğinde, çocuğun görsel (metni okuyabiliyorsa) ve işitsel dikkati (metin kendisine okunmuşsa), okuduğunu anlama becerileri gelişiyor ve kısa süreli hafızası daha da güçleniyor.
8- Öğrendiklerini bir arkadaşına anlatsın
Öğrenmenin en iyi yolu öğretmedir. Beynimiz, dışarıdan gelen birçok bilgiye lokal bölgelerle tepki verirken öğretme eyleminde neredeyse topluca tepki veriyor. Bu nedenle, çocuğun bir arkadaşı “öğrenme/öğretme partneri” olarak tanımlanmalı. Derslerden sonra çocuk, partneri olan arkadaşıyla öğrendiklerini paylaşıp ve ona aklında kalanları anlatmalı. Öğrendiklerini arkadaşına anlatırken beyni daha yoğun şekilde harekete geçecek ve öğrenme kapasitesi belirgin şekilde artacaktır.
Beynimize gelen uyarıcıların büyük çoğunluğu görsel alana (occipital lob) ulaştığı için öğrenmede görsel unsurlar son derece önemlidir. Etkili öğrenme için etkili görsel canlandırmalar yapılması gerekiyor. Çocuğa gözleri kapalıyken bir öykü, konu okunup ya da anlatılmalı. Bu anlatım süresince gözlerini hiçbir şekilde açmaması istenmeli. Konu bittiğinde, öykü ya da konu ile ilgili sorular sorulmalı. Gözlerini açmadan bunlara yanıt vermesi istenmeli. Bir başka uygulamada da çocuğa belirli bir resim, şekil, tablo, grafik, formül, obje göstererek belli bir süre bakması istenip baktığı şeyin zihinsel olarak “fotoğrafını çekmesi” söylenmeli. Daha sonra gözlerini kapatarak az önce baktığı şeyi zihninde görüntülü olarak canlandırması istenmeli.
10- Hoş kokan odada ders çalışsın
Koku, beyinde duyguların merkezi olarak tanımlanan limbik sistemi doğrudan etkilediği için kendi başına olumlu ya da olumsuz bir duyguyu harekete geçirebilir ve buna bağlı olarak tepkilerimizi de etkileyebilir. Güzel ve hoş kokular olumlu duyguları, rahatsız edici kokular ise olumsuz duyguları tetikler. Koku çocukların ders yaptığı ortamlarda olumlu bir uyarıcı olarak kullanılabilir. Çocuğun kokulara karşı sağlığını etkileyecek bir hassasiyeti yoksa, ders çalıştığı odaya çalışmadan önce hoşuna giden bir koku sıkılarak olumlu duyguları harekete geçirilebilir.
Tüm bu ipuçlarının hem yetişkinler hem de çocuklar için çok faydalı olacağını umuyoruz…
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!