
Deprem nedir, nasıl oluşur?
Herkesin korkulu rüyası haline gelen depremlerin oluşum nedenleri ve çeşitleri nelerdir?
Depremler, zaman zaman birçok insanın yaralanmasına hatta can kaybına neden oluyor. Bunun yanı sıra mal kaybına da neden olan deprem hakkında detaylı bilgi edinmek ondan korunmak açısından büyük önem taşıyor.
Deprem nedir?
Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına deprem denir.
Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağında oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.
Dünya yüzeyinde gerçekleşen depremler kendilerini bazen sallantı bazen de yer değiştirme şeklinde göstermektedir.
Bazen yeryüzüne yakın bir noktada güçlü bir deprem gerçekleştiğinde tsunamiye sebep olabilir. Bu sarsıntılar ayrıca toprak kayması ve volkanik hareketlenmeyi tetikleyebilir.
Bir yerde deprem olduğunda bu depremin tarif edilebilmesi ve anlaşılabilmesi için bazı deprem parametreleri vardır. Bunlar;
Odak noktası: Yer içerisinde deprem enerjisinin ortaya çıktığı noktadır. Aynı zamanda iç merkez olarak da isimlendirilir.
Dış merkez: Odak noktasına en yakın durumda olan yeryüzü noktasıdır, aynı zamanda depremden en fazla zarar gören ve depremi en kuvvetli hisseden bölgedir.
Odak derinliği: Depremde enerjinin açığa çıktığı noktanın yeryüzünden en kısa uzaklığı, depremin odak derinliği olarak adlandırılır.
Depremler odak derinliklerine göre sınıflandırılabilirler. 0 – 60 km derinliğinde olan depremler sığ, 70 – 300 km derinde olan depremler orta derinlikte olan depremler, 300 km den daha derinde olan depremler ise derin depremler olarak sınıflandırılırlar.
Şiddet: Herhangi bir derinlikte meydana gelen depremin yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak isimlendirilebilir. Depremin şiddeti, doğa, yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür.
Magnitüd: Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü olarak tanımlanmaktadır.
Yeryüzünde ölçülmüş en büyük deprem, 22 Mayıs 1960 tarihinde Şili’nin Cañete kentinde meydana gelen 9.5 büyüklüğündeki depremdir.
Enerji boşalımı olarak bakıldığında ise bir sonraki en büyük deprem 9.2 ile 27 Mart 1964 tarihinde Alaska’da gerçekleşmiştir.
Yeryüzünde ölçülmüş en büyük 10 depremin tamamı 8.5 ve üstü büyüklükteyken buna paralel olarak en çok can kaybına sebebiyet vermiş depremlerden biri de bunlar dışında 2004 yılında Hint Okyanusunda meydana gelen depremdir.
Depremlerin en önemli sonucu insanların hayatını kaybetmesidir. Güçlü bir deprem gerçekleştiğinde okyanus kıyısında bulunan ve pek çok insanın yaşadığı bölgeler önemli risk oluşturmaktadır. Bu depreme bağlı olarak tsunami meydana gelebilmekte ve binlerce kilometre uzaklıktaki bölgeleri bile etkileyebilmektedir.
Tehlike altındaki diğer insanlar depremlerin nadir ancak kuvvetli görüldüğü yerlerde, depreme önem vermeyen fakir bölgelerde ve kontrolsüz inşa edilmiş yapılarda yaşayan insanlardır.
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!