
Güneşe çıkarken nelere dikkat etmeli?
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte güneşin zararlı ışınlarına da daha fazla maruz kalmaya başladık. Peki, güneşe çıkarken nelere dikkat etmeliyiz?..
Bronz ten artık estetiğin ve sağlığın değil, gelecekteki cilt problemlerinin davetiyesi olarak görülüyor. Bu nedenle günümüzde korunmasız güneşlenip bronzlaşmak ‘out’, güneşten korunmak ve güneş koruyucu kullanmak ‘in’ oldu!
20’nci yüzyılın başlarında bronz ten sağlıklı görünümün ve estetiğin simgesi iken; 21’inci yüzyılda ise güneşlenmek ve bronzlaşmak, cilt kanseri, erken kırışma, lekelerdeki artma gibi olumsuzluklarla anılır oldu.
D vitamini kaynağı güneş, insan yaşamında ve sağlığında önemli bir yere sahip; ancak yeterli D vitamini sentezi için güneş altında çok uzun süre geçirilmesine gerek yok. Her gün 10-15 dakika güneşlenmek yeterli. Güneş koruyucu kullanmak ise D vitamini sentezini olumsuz yönde etkilemez.
Uzun süre ve korunmasız bir şekilde güneş altında durduğumuzda zararlı ultraviyole ışınlara maruz kalmış oluruz; bu da güneşin yararından çok zararıyla karşı karşıya kaldığımız anlamına gelir.
Güneş yanığı, ultraviyole ışınlarının (UVA-UVB) yol açtığı sorunların başında gelir. En çok açık tenlileri etkileyen güneş yanığına çocuklar ve yaşlılar daha duyarlıdır. Açık renkli bir cilde sahip olmak da yanığın şiddetini artırır. Özellikle korunmasız olarak güneş altında uzun süre kalındığı zaman 2-4 saat içinde ciltte kızarıklık, 12-24 saat sonra ise su kabarcıkları gelişir.
Korunmasız ciltte 15 dakika gibi kısa bir sürede bile güneş yanıkları oluşabilir. Özellikle çocuklarda gelişen güneş yanıklarına karşı son derece dikkatli olunmalıdır.
Özellikle çocuklar, UV’den korunmalıdır çünkü insan, hayatı boyunca maruz kaldığı UV ışınlarının yüzde 80’ini 18 yaşına kadar alır. Güneşli bir günün sonunda derisi hafif pembeleşen bir çocukta ertesi gün tam olarak gelişmiş bir yanık görülebilir. Bu nedenle daha fazla hasar oluşmasını önlemek için güneşe çıkılmamalıdır.
Güneş koruyucu ürünler kullanmak, güneş altında daha uzun süre kalınabileceği anlamına gelmez. Çünkü bu ürünler ultraviyole hasarını sadece azaltır, sanılanın aksine hasar riskini yok etmez.
Su yüzeyi, kum, kar ve beton güneş ışınlarını yansıttığı için bu alanların yakınında bulunanlar güneşin zararlı etkilerine daha fazla maruz kalır. Dolayısıyla doğrudan güneş altında değil, sadece gölgede bulunulan zamanlarda da güneş kremi kullanılması büyük önem taşır.
Yüzme ve terlemeye yol açacak spor aktiviteleri öncesinde suya dayanıklı bir güneş koruyucu ürün tercih edilmelidir. Türkiye’de en az SPF 30 koruma faktörlü bir güneş koruyucu seçilmelidir.
Koruyucu krem, güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli ve her iki saatte bir mutlaka tekrar edilmeli. Terleme ya da yüzme sonrasında bu süre dikkate alınmadan koruyucu yenilenmelidir.
Öncelikle yeterli bir koruma sağlayabilmesi için güneş koruyucusu santimetrekare başına 2 mg. sürülmelidir. Yani yüz, boyun ve tek kol için her bir alana yarım tatlı kaşığı; gövde, ön bacak, arka bacak, tek bacak için birer tatlı kaşığı krem kullanılmalı.
10.00-16.00 saatleri arasında güneşe çıkmamaya ve açık hava aktivitelerini mümkün olduğunca sınırlandırmaya özen gösterilmeli. Gölgeniz sizden uzunsa güvendesiniz demektir. Sadece gölgede durmak bile UV’yi yüzde 50-95 oranında azaltmayı sağlar.
Koruyucu giysi, gözlük ve geniş kenarlı şapka, korunmada çok önemli bir unsurdur. Sadece tişört, SPF 6 kadar koruma yapar. Plajlarda şemsiye altında oturmak yeterli korumayı sağlayamaz. Çünkü denizden, kumdan, sudan ya da betondan yansıyan ışınlar gölgede kalındığında da etkili olurlar.
Ayrıca bulutlu, serin, rüzgarlı günlerde de ultraviyole ışınlar yeryüzüne ulaşarak etkisini gösterir. Dolayısıyla korunma yöntemlerine sadece yaz aylarında ve güneşlenirken değil, her zaman önem vermek gerekir.
Suyun verdiği serinlik hissi aldatıcıdır. Çünkü güneş ışınları zararlı etkilerini su içinde bile gösterebiliyor. Dolayısıyla korunmasız bir şekilde suda bulunmamaya dikkat edilmeli.
Bronzlaşma sağlığa değil, ciltte güneş hasarının oluştuğuna işaret eder. Güneşe adım adım çıkılmalıdır. Özellikle açık ve buğday tenli kişilerin ilk gün sadece 15 dakika güneşlenmesi, zaman içinde bu sürenin 1.5 saate uzatılması önerilir.
Esmer tenlilerin ise güneş altında 15 dakika kalmaları yeterlidir. Güneşin yol açtığı hasarlar en çok açık tenli kişilerde ortaya çıkar. Ancak bu, esmer tenlilerin güneşte daha fazla kalabileceği anlamına gelmez. Açık tenliler, çocuklar ve yaşlılar özellikle koruma faktörü SPF 30 ve üzeri olan ürünleri kullanmalıdır.
Araştırmalara göre güneşlenmek bağımlılık yaratıyor!
Harvard Üniversitesi’nden bilim adamları güneş ışınlarının vücutta endorfin hormonu salgılanmasına neden olduğunu, bunun da hem ağrıları azalttığı hem de daha iyi hissettirdiğini belirtiyor. Düzenli olarak güneş ışığına maruz kalan fareler üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda güneşlenirken bağımlılık belirtileri gösterildiği ortaya çıktı.
Bilim adamlarına göre, bu da neden güneşin zararlı ışınlarının kansere yol açtığının bilinmesine rağmen güneşlenmekten vazgeçilmediğini gösteriyor.
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!