
Kolera hastalığı nedir?
Ölüm riski çok yüksek olan kolera hastalığı hakkında bilgi…
Kolera, “vibrio cholerae (kolera vibrasyonu)” isimli bir bakterinin ince bağırsaklarda parazitlenmesiyle oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Kolera, akut ve şiddetli ishal ile seyreden bir hastalıktır.
Kolera mikrobu, Alman Doktor Robert Koch tarafından 1883 yılında Mısır’daki bir salgın sırasında bulunmuştur. Bu, virgül biçiminde, kıvrık, çok hareketli bir mikroptur. Bu nedenle adına “kolera vibrasyonu” denilmiştir.
Kolera, çok eski çağlardan beri bilinen bir hastalıktır. Kolera salgınlarının ilk olarak Hindistan’da ortaya çıktığı sanılmaktadır. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılda dünyaya yayılmıştır. Kolera salgınlar halinde görülen bir hastalıktır. 1817 yılında Japonya’da, 1826’da Moskova’da, 1831’de Berlin, Paris ve Londra’da salgınlar şeklinde görülmüştür. 20. yüzyıla gelindiğinde ise Basra Körfezi’nde, Afrika’da ve Avrupa’da kolera salgınları yaşanmıştır.
Göçmenler kolerayı Kanada’ya taşımış, bu ülkede de birçok insan hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
Yalnızca insanlarda görülen hastalıkta, ölüm riski çok yüksektir. Kusma ve dışkı ile bulaşan bu hastalık, daha sonra su yoluyla da salgın hale gelmiştir.
Kolera hastalığının belirtileri
Koleranın kuluçka süresi 6 ile 48 saattir. Bu sürenin sonunda çok sulu fakat ağrısız bir ishal başlar. İshalin şiddetine göre, hasta birkaç saat içinde fazla miktarda vücut sıvısı yitirerek şoka girebilir. Kolerada ishale genellikle kusma da eşlik eder. Kusma ve ishalle yaşanan hem sıvı hem de tuz kaybı, kas kramplarına neden olur. Hasta morarmaya başlar, karnı da içeri çöker. Ağızda kuruma, nabızda hızlanma, hızlı soluma görülmeye başlanır. Hızla tansiyon düşmeye başlar. Bu şekilde hastalık 2 ile 7 gün sürer. Eğer bu süre içinde sıvı ve tuz kaybı giderilirse, hayat kaybı önlenir. Eğer bu süre içinde müdahale edilemezse, hasta şoka ve komaya girer sonrasında da ölür.
Günümüzde halen binlerce insanın ölümüne yol açan koleranın tedavisi aslında oldukça basittir. Ağızdan sıvı tedavisi de denilen “oral rehidrasyon” ile kolera kolayca iyileştirilebilir. Bu tedavide amaçlanan kaybedilen su ve elektrolitleri (sodyum, potasyum, klor, bikarbonat) yerine koymaktır. Ayrıca, bu tedavi hastaya enerji sağlayarak, vücudunun da güçlenmesine yardımcı olur.
Hastalık ilerlemişse ve hasta artık ağızdan herhangi bir şey içemeyecek durumda ise bu karışım damardan verilir.
Ağır hastalara antibiyotik ve antibakteriyel tedavi de uygulanır.
Koleradan korunmanın yolları
Koleradan korunmak için herşeyden önce temizliğe dikkat etmek gerekir.
Hastalığın günümüzde en çok bulaştığı kaynak sudur. Bu nedenle temiz su tüketmemiz gerekir. Tüketilecek suyun hijyeninden şüpheye düşülmesi durumunda kaynatılmasında fayda vardır.
Düzgün bir kanalizasyon sistemi, hastalığın salgın haline gelmesini engeller. Bu nedenle yerleşim bölgelerinde sağlık kurallarına uygun bir kanalizasyon altyapısı oluşturulmalıdır.
Düzgün pişmemiş yiyecekler, çiğ gıdalardan uzak durmak koleraya yakalanmamak için önemlidir.
Kolera aşısı bazı ülkelerde uygulansa da hala istenilen verim elde edilememiştir.
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!