
NATO nedir?
Kuzey Atlantik Paktı olarak tarih kitaplarımızda geçen NATO nedir, ne amaçla, ne zaman kurulmuştur ve hangi ülkeler üyedir?
NATO (North Atlantic Treaty Organization), Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı anlamına gelen İngilizce (North Atlantic Treaty Organization) kelimelerinin baş harfleridir.
İkinci Dünya Savaşından sonra, kendisiyle işbirliği yapan devletlerin yardımları ile savaştan güçlü çıkanların muhtemel saldırılarına karşı, hür milletlerin, istiklal ve toprak bütünlüğünü savunmak niyetiyle, 4 Nisan 1949’da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması’na dayanarak kurulmuştur.
Farklı dönemlerde 16 ülkenin daha katıldığı uluslararası askerî ittifakta örgüt üyeleri herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı ortak savunma yapmaktadır.
NATO’nun kuruluş gayesi ve işleyiş şekli, antlaşmanın beşinci maddesinde; “Üyelerden birine yapılan saldırı, bütün üyelere yapılmış kabul edilmektedir. NATO; hürriyetleri ve hukukun üstünlüğünü tanıyan milletlerin, medeniyetlerini, barış ve güvenliğini sağlar ve karşılıklı askeri, sosyal, kültürel yardımı esas alır.” şeklinde belirlenmiştir. Antlaşmaya taraf olan ülkeler, Birleşmiş Milletler Kanunu’na uygun olarak, barış ve milletlerarası güvenliği korumayı ve Kuzey Atlantik bölgesinde istiklal ve refahı geliştirmeyi taahhüt etmişlerdir.
NATO’nun merkezi, örgütün Kuzey Amerika ve Avrupa’daki 28 üyesinden biri olan Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunmaktadır. 22 ülke NATO’nun “Barış İçin Ortaklık” adlı girişiminde yer alırken 15 ülke kurumlaşmış diyalog programlarına dahildir
NATO, Kore Savaşı üye ülkeleri harekete geçirene ve yüksek rütbeli iki ABD’li komutanın yönlendirmesiyle birleşik bir askerî yapı kurulana kadar siyasi bir ortaklıktan ötesi değildi. Soğuk Savaş süreci, 1955’te kurulan Varşova Paktı’na üye ülkelerle çekişmelere yol açtı.
Avrupa ülkeleri ile ABD arasındaki ilişkilerin gücü üzerindeki şüpheler, bağımsız Fransız nükleer caydırıcılığına ve 1966’da Fransa’nın NATO’nun askerî kanadından çekilmesine yol açan NATO savunmasının olası bir Sovyet işgaline karşı güvenilirliğine olan şüpheler ile birlikte zaman zaman artış gösterdi.
1989’da Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra örgüt, Yugoslavya’nın dağılması sürecinin içine çekildi ve ilk askerî müdahalelerini 1992-1995 yıllarında Bosna-Hersek’te ve daha sonra 1999’da Yugoslavya’da gerçekleştirdi. Politik olarak ise eski Varşova Paktı ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Bu ülkelerin bir kısmı 1999 veya 2004’te ittifaka katıldı.
Örgüte üye ülkelerin silahlı bir saldırıya uğrayan herhangi bir üye ülkeye yardım etmelerini öngören Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 5. maddesi NATO tarihinde ilk ve tek kez 2001’deki 11 Eylül saldırılarından sonra uygulandı.
Gerçekleştirilen bu saldırıların ardından askerler, NATO liderliğindeki ISAF’in emrinde Afganistan’a konuşlandırıldı. Örgüt aralarında Irak’a eğitmen yollanması, korsanlığa karşı operasyonların desteklenmesi ve 2011’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1973 sayılı kararı uyarınca Libya üzerinde uçuşa yasak bölgenin uygulanması gibi çeşitli ek rollerde yer aldı.
NATO üyelerini istişareler için toplantıya çağıran daha az etkili 4. madde, Türkiye tarafından 2003’te Irak Savaşı sırasında ve 2012’de Suriye İç Savaşı sırasında silahsız bir Türk F-4 keşif jetinin düşürülmesinin ve Suriye’den Türkiye’ye havan topu atılmasının ardından ve Polonya tarafından 2014’te Rusya’nın Kırım’a müdahalesinden sonra olmak üzere toplamda dört kere uygulandı.
NATO’nun doğuşu
İkinci Dünya Savaşından sonra, hızla gelişen teknoloji, kitle imha silahlarının bazı devletlerin tekelinde bulunması, edinilen harp tecrübeleri, milletlerin tek başına var olabilmeleri imkanları imkansız hale getirmiştir. Bu sebeple, milli menfaatleri aynı istikamette olan milletlerin, her sahada tam işbirliği ve dayanışma içerisinde bulunmaları kaçınılmaz olmuştur.
Bu amaçla bir araya gelen 12 devlet, Birleşmiş Milletler Antlaşmasının 51. maddesine uygun olarak hazırladıkları ve 16 maddeden ibaret olan antlaşmayı, 4.4.1948 tarihinde, Washington’da imzalayarak Paktı vücuda getirmişler, Millet Meclislerinde onaylanmasını müteakip 24.8.1949’da, yürürlüğe girmesini sağlamışlardır.
Başlangıçta İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İtalya, İzlanda, Danimarka, Norveç ve Portekiz devletlerinin bir araya gelmesiyle meydana gelen bu Pakt’a, 18 Şubat 1952’de Türkiye ve Yunanistan’ın, 9 Mayıs 1955’te Almanya’nın ve 30 Mayıs 1982’de İspanya’nın da katılmasıyla NATO üye sayısı 16 olmuştur. Fransa 1966’da NATO’nun askeri kanadından ayrılmıştır.
NATO üyesi devletler, birleşmek ve karşılıklı yardımlaşmak suretiyle, komünizm tehdidi karşısında şimdiye kadar geçen süre içerisinde tesirli bir müşterek savunma cephesi kurmuşlardır.
Türkiye’nin NATO’ya girişi ve kazançları
İkinci Dünya Savaşının sona erdiği 1945 senesinden itibaren, Avrupa’daki kuvvet dengesi tamamen değişmeye başladı. Sovyet Rusya, Komünizm emperyalizmini gerçekleştirmek için harekete geçti. Polonya, Macaristan, Bulgaristan gibi kendi sınırları üzerinde bulunan ülkeleri Almanya’nın hegemonyasından kurtarmak bahanesiyle askeri işgal altına aldı.
Buralarda komünist rejimler kurdu. Keza Çarlık Rusya’sının da emeli olan, Akdeniz’e inme gayesini gerçekleştirmek üzere İran, Türkiye, Yunanistan, üzerine ağır baskılar yaptı. Türkiye’den İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına yerleşme hakkı ile Kars, Ardahan gibi Doğu Anadolu topraklarımızın, kendisine terk edilmesini istedi. Hatta bu toprak istekleri, Trabzon ve Gümüşhane’yi de içine aldı.
1945-1946 yılları, Türkiye ve Türk milleti için en kritik günler oldu. Türkiye her an Sovyet saldırısını beklemeye başladı. 500 senelik bir tarih süresinde, Rusların daima Türk topraklarında gözü vardı. Türkiye, bütün bu şartlar altında hem kendi güvenliğini hem de dünya barış dengesini sağlamak maksadı ile NATO’ya istekle girdi (1952).
NATO’nun Türkiye’ye sağladığı dolaylı faydaların başında, üst yapı projeleri gelir. Hava meydanları, limanları, ikmal ve muhabere tesisleri, bu projelerin bir kısmıdır. Bu projelerin gerçekleşmesi için, ödeme kolaylığı olan krediler sağlandı. Türkiye’ye sağlanan askeri imkanların çoğu, ABD ve Almanya’dan gelmektedir. Diğer NATO üye devletlerinin de teknoloji, eğitim açısından Türkiye’ye sağladıkları imkanlar küçümsenmeyecek kadar çoktur.
Silahlar, teknolojinin gelişmesiyle değiştikçe, bunlarla birlikte yeni teknoloji de Türkiye’ye girmektedir. Türkiye, iç imkanlarını zorlayarak, bu yeni teknolojileri her sahaya yaymak durumunda ve NATO’nun araştırma geliştirme imkanlarından faydalanmaktadır.
NATO’nun başlıca gayelerinden biri de üyesi bulunan ülkelerin hayat seviyesini yükseltmektir. Çünkü NATO teşkilatı, iktisadi seviyesi kuvvetli olan ülkelerin, demokrasiye daha çok bağlı bulunduklarına inanmış bulunmaktadır.
NATO’nun organizasyonu
NATO organizasyonu, Kuzey Atlantik konseyi, Genel Sekreter, Askeri Komite ve NATO Komutanlıkları şeklindedir.
Kuzey Atlantik Konseyini, üye devletlerden birer üye temsil eder. Genel Sekreter başkanlığında haftada bir toplanır. Senede bir iki defa bakanlar seviyesinde toplanır. Her üyenin veto hakkı vardır.
NATO’nun askeri komitesini, üye devletlerin genelkurmay başkanları meydana getirir, senede bir defa toplanır. NATO stratejisi, Washington’daki askeri teşkilat tarafından tayin edilir. Bu teşkilatın askeri teşkilatları; Avrupa’yı içine alan, Avrupa Müttefik Kuvvetler komutanlığı (SACEUR); Atlantik Okyanusu ve ABD kıyılarını içine alan, Atlantik Müttefik Kuvvetler komutanlığı (SACLANT) ve Manş Denizi ile Kuzey Denizini içine alan Müttefik Manş Komutanlığıdır. ABD ve Kanada’nın ayrıca bir askeri komitesi vardır.
NATO’ya üye ülkeler
Amerika Birleşik Devletleri ABD
Almanya
Arnavutluk
Belçika
Birleşik Krallık
Bulgaristan
Çek Cumhuriyeti
Danimarka
Estonya
Fransa
Hırvatistan
Hollanda
İspanya
İtalya
İzlanda
Kanada
Letonya
Litvanya
Lüksemburg
Macaristan
Norveç
Polonya
Portekiz
Romanya
Slovakya
Slovenya
Türkiye
Yunanistan
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!