
Ölüm Vadisi nerededir?
Ölüm Vadisi ya da Death Valley, Kuzey Amerika’nın en alçak, en kurak ve en sıcak yeridir. Ölüm Vadisi’nin özellikleri nelerdir?
Amerika doğal güzellikler açısından zengin bir kıta. Ölüm Vadisi de bu eşsiz güzelliklerin başında geliyor. Amerika’daki ulusal parklardan biri olan Ölüm Vadisi, Kuzey Amerika’nın en alçak, en kurak ve en sıcak yeridir.
Vadi, Kaliforniya’nın güneyi ve Arizona sınırı boyunca 225 kilometre uzanır. Büyük Mohave Çölü’nün bir parçasıdır.
Ölüm Vadisi’nin en alçak yeri olan Badwater Havzası deniz seviyesinin 86 metre altındadır. Vadinin bir kısmında 3 bin metreden yüksek dağlar ve kanyonlar yer alır.
Vadide, oldukça dengesiz iklim şartları hüküm sürer. Kış ayları aşırı soğuk ve fırtınalar eşliğinde ani sel baskınları meydana gelir, yazlar ise çok sıcaktır. Ölüm Vadisi’nde en yüksek sıcaklık rekoru 1913 yılında 56,7 derece ile ölçülmüştür. Ancak toprak ve kayalarda sıcaklık 74 dereceyi bulur.
Ölüm Vadisi içinde Ubehebe Volkanik alanı yer alır. Parkın batısında yer alan “Dante’s View”dan tuzla kaplı vadinin manzarası görülür. Zabriskie Noktası’nda da erozyon sonucu kırılan tabakaları görmek mümkündür. Kırmızı, koyu kahverengi, gri, sarı ve siyah renkteki kayalar, olağanüstü bir manzara sergiler.
Ölüm Vadisi’ndeki çetin iklim koşullarına karşın burada çok farklı türdeki kuş, memeli hayvan ve sürüngen yaşar. Çöl, göçmen kuşların yanı sıra çöl koyunları, geyik, çakal, tilki ve porsuklara da ev sahipliği yapar.
Vadi, her yıl milyonlarca turistin ziyaret akınına uğrar.
Ölüm Vadisi ismi nereden geliyor?
19. yüzyılda Kaliforniya’ya altın aramaya gelen maceracılar, vadinin çetin koşulları ile karşı karşıya kaldılar.
Çölün kavurucu sıcaklığı, hiçbir bitkinin yetişmediği tuz gölü, yüksek dağlar ve kanyonlar, altın aramak için buraya gelenlerin çok sayıda kayıp vermesine neden olmuştur. Vadi de bundan sonra “Ölüm Vadisi” olarak anılmaya başlanmıştır.
Yürüyen taşların sırrı
Ölüm Vadisi ile ilgili yıllardır bilim insanlarını uğraştıran bir sorun “yürüyen taşlar” idi. Vadide, hareket eden yüzlerce kiloluk taşların sırrı bir türlü çözülemiyordu.
NASA tarafından görevlendirilen Profesör Ralph Lorenz ise olayın sırrını çözdü. Vadinin aslında bir göl yatağı olduğunu açıklayan ve zaman zaman göl suyunun yukarıya çıktığını ve suyun ince bir sır gibi buz tuttuğunu söyledi.
Böylece taşlar da ufak bir rüzgarın etkisi ile hareket edebiliyordu. Profesör Lorenz, bunu ispatlamak için buz üzerine koyduğu bir taşa rüzgar etkisi verdi ve hareket etmesini sağladı.
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!