Periyodik Tablonun Tarihçesi
19. yüzyıl başlarında elementlerin kimyasal ve fiziksel özelliklerine yönelik hızlı gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmeler neticesinde ortaya çok sayıda bilgi çıkmıştır. Elementler hakkında elde edilen bu geniş bilgilerin karıştırılmaması için bilim adamları elementleri sınıflandırmak için çalışmalara başlamıştır. Bu sınıflandırma çalışmaları için çok sayıda bilim insanı girişimlerde bulunmuştur. Günümüzde kullanılan periyodik tablonun tarihçesi özelliklerive modern periyodik tablonun tarihçesihakkında detayları yazı devamında bulabilirsiniz.
Elementlerin keşifleri ile ilgili ilk çalışmalar 1649 yılında Hennig Brand’ın fosforu bulmasıyla başlamıştır. 1869 yılına kadar 63 element bulunmuştur. Bu elementlerin kendileri ve özellikleri ile ilgili bilgilerin artması, elementlerin özelliklerine göre sınıflandırılması gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu alanda çok sayıda araştırma ve çalışma ortaya konmuştur.
Periyodik tablonun ortaya çıkması için çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların tarihi ve kimler tarafından yapıldığı konusunda detayları alt başlıklar olarak sizlerle paylaşıyoruz. Çalışmaların detayları ve elde edilen bilgiler elementlerin sınıflandırılma aşamaları şu şekildedir…
Antoine Lavoisier (1743 -1794)
Elementlerin benzer ve farklı özelliklerine göre sınıflandırmasına yönelik ilk çalışmaları Lavoisier yapmıştır. 18. yüzyılın sonlarına doğru yaptığı çalışmalarında o günlerde element olduğu varsayılan 33 farklı maddeyi metaller ve ametaller olarak sınıflandırmıştır. Ancak daha sonra yapılan daha gelişmiş çalışmalarda bu maddelerden bazılarının gelişen bilimsel süreç içerisinde element olmadığı, bileşik ya da karışımlar olduğu anlaşılmıştır.
Johann Wolfgang Döbereiner (1780 – 1849)
Johann Wolfgang Döbereiner, elementlere dair çalışmalarında benzer kimyasal özelliklere sahip olan elementleri atom kütlelerine göre üçerli gruplara ayırmıştır. Bu gruplar (Ca, Sr, Ba), (Cl, Br, I), (S, Se, Te) şeklindedir. Gruplandırmada en dikkat çeken nokta, ortadaki elementin atom kütlesi, diğer iki elementin atom kütlelerinin ortalamasına eşit olmasıdır. Döbereiner sınıflandırması triadlar (üçlüler) kuralı olarak bilinir.
De Chancourtois (1820 – 1886)
De Chancourtois, elementleri benzer fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre sınıflandırarak ilk periyodik sistemi oluşturmuştur. Bu çalışmada oksijenin atom kütlesinden yola çıkarak bir silindirin çevresini 16 birime bölünmüştür. De Chancourtois, sınıflandırdığı elementleri incelediğinde benzer özelliklerdeki elementlerin bu silindir üzerinde düşey satırlarda gruplandırıldığı görülmüştür.
John Newlands (1837 – 1898)
John Newlands’ın 1837 – 1898 yılları arasında yaptığı çalışmalarında benzer fiziksel özelliklerine göre elementler11 gruba ayrılmıştır. Newlands elementleri atom kütlelerine göre sıralarken sekizl kuralı olarak adlandırılan bir şeyi farketti. Oktav yani sekizli kuralına göre her sekizinci elementin birinciyle, her dokuzuncu elementin ikinciye benzediğini ve bu ilişkinin bu şekilde devam ettiğini keşfedilmiştir.
Lothar Meyer (1830 – 1895)
Meyer ile Mendeleyev’in birbirlerinden habersiz olarak yaptıkları çalışmaların sonuçları birbirleri çok benzerdir. Her iki çalışmada da bilim adamları ayrı ayrı, elementleri artan atom kütlelerine göre sıraladığında bazı özelliklerin tekrarlandığını görmüştür. Meyer, Mendeleyevle aynı şeyleri söylemiştir çalışmaları hakkında.
Dimitri Mendeleyev (1834 – 1907)
Mendeleyev yaptığı çalışmalar ile atomların artan atom ağırlıklarına göre sıralandıklarında belli özelliklerin tekrarlandığını görmüştür. Bu keşiften sonra o güne kadar bilinen 63 elementi artan atom kütlelerine göre sıralayarak bir periyodik sistem hazırlamıştır. Bu tabloda bazı bölgeleri boş bırakan Mendeleyev, bu boşlukları henüz keşfedilmeyen elementler için bırakmıştır. Daha sonraki çalışmalar ile bulunan Se, Ga, Ge elementleri tablodaki boşluklara yerleştirilmiştir. Bu periyodik tabloda elementler 12 periyot (yatay sıra) ve sekiz sütun oluşturmak üzere yerleştirilmiştir.
Henry Moseley (1887 – 1915)
Moseley, yaptığı çalışmalar ile Mendeyelev’in yaptığı periyodik sistem çalışmasındaki sıralamanın yanlış olduğunu ortaya çıkarmıştır. Periyodik tablodaki elementlerin atom kütlelerine göre değil, atom numarasına göre sıralanması gerektiğini belirtmiştir bu çalışmasında.
Periyodik tablonun tarihçesi kısaca yukarıdaki çalışmaları içermektedir. Elementlerin özellikleri ve yapıları ile ilgili bu tablonun kimya ve fizik alanında yeri büyüktür.
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!