
Sosyal medya hastalığı; FOMO!
Son zamanlarda herkesin elinde bir akıllı cihaz, sürekli sosyal medya hesaplarını kontrol ediyor. Bunun bir hastalık, adının da FOMO olduğunu biliyor muydunuz?..
Hepimiz, dünyada ve özellikle çevremizde neler olup bitiyor haberdar olmak, arkadaşlarımızın nerede olduğunu, neler yaptığını bilmek isteriz. Gelişmeleri ve yenilikleri takip etmek bizi motive eder, dinamik ve enerjik kılar. Ancak son günlerde, özellikle de sosyal medyanın etkisiyle, bilgi alış verişimiz hızlandı, haber akışı arttı ve bilgilerimiz daha çok ve sık güncellenir oldu. Bu hızlı tempo içinde takip ettiğimizden fazlasını kaçırdığımız hissine kapılmaya başladık. Endişe ve panik hissi uyandıran bu duruma FOMO (Fear of Missing Out) yani “Gelişmeleri Kaçırma Korkusu” deniyor.
FOMO sahibi tam olarak neler kaçırdığını bilmese veya öngöremese de hep diğerlerinin daha çok şey bildiği ve daha iyi vakit geçirdiği hissine kapılır ve kendisiyle ilgili endişelenir. Hastalıkta yaşanan semptomlar: Facebook, Twitter ve diğer sosyal ağları sürekli güncellemek, bu platformlarda hayatı aksatacak düzeyde çok vakit geçirmek, mutsuzluk ve kıskançlık eğilimi, kararsızlık, paranoya, tırnak yemek, saçla oynamak, büyüyen göz bebekleri, hızlanan nefes ve kalp atışı.
‘Nomofobi’ ise, bağımlılık derecesinde telefon kullanma durumudur. Bu durum insanın kontrol duygusuyla ilgili bir korku. Her insanda bir kontrol duygusu vardır. Son zamanlarda toplumda, sanal alemde daha fazla yer edinebilmek gibi bir kültür oluştu. “Sanal ortamda yer alamadığım zaman kötü hissediyorum” diyenler, Twitter’da yazdıkları retweet yapılmayanlar veya Facebook’da yeterince beğeni almayanlar kendilerini kötü hissediyorlar. Çünkü kendilerini onaylanmamış ve kabullenilmemiş hissediyorlar.
Sosyal medya başında geçirilen zaman miktarı gittikçe artıyor. Bununla birlikte haz tatminleri azalıyor. Beyindeki ödül-ceza sistemi bozuluyor. Bu kişiler sanal ortamda bulunmaktan zevk alıyor. Bunu beyindeki ödül-ceza sistemine kaydediyorlar ve bu olmadığı zaman sanki temel ihtiyaçlarını almamış gibi hissedip huzursuz oluyorlar. Temel ihtiyaçlarını kaybettikleri zaman da korku oluşuyor. Yani bunu ‘sanal uyuşturucu’ olarak tanımlayabiliriz. Nasıl ki uyuşturucu kişinin muhakeme yeteneğini kaybetmesine neden oluyorsa, FOMO da kişinin bilinç kontrolünü bozuyor.
Uzmanlar, kişileri tek ilgi alanlarının bilgisayar ve sanal ortam olmaması konusunda uyarıyor. Kendilerine başka ilgi alanları bulmaları, doğa yürüyüşü ve arkadaşlarla vakit geçirme gibi aktivitelere katılmaları gerektiğini salık veriyorlar.
Her şeyin çoğu zarar, azı karar… Kararında kullanılan sosyal medya zaman zaman hızlı bilgi akışı açısından faydalı olsa da, her şeyin her zaman kontrolümüzde olamayacağını unutmamalıyız…
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!