
Zümrüdü Anka kuşunu gören var mı?
Zümrüdü Anka, efsanevi bir kuştur. Zaman zaman sadece Anka kuşu olarak da anıldığı olmuştur.
Bir rivayete göre, kuşların hükümdarı olan Anka, Bilgi Ağacı’ nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş…Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesiymiş…
Kuşlar Anka’ya inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında bir şey ters gittiğinde Anka’yı bekler dururlarmış. Ne var ki, Anka ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Anka’nın kanadından bir tüy bulmuş. Anka’nın var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Anka’nın huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Anka’nınn yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış; baykuş, yıkıntılarını özlemiş, balıkçıl kuşu, bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet, beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi “şaşkınlık” ve sonuncusu Yedinci Vadi “yokoluş” ta, bütün kuşlar umutlarını yitirmiş… Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Anka’nın yuvasını bulunca ögrenmişler ki; “ANKA – Otuz Kuş” demekmiş.
Onların hepsi Anka imiş. Her biri de Anka imiş. Anka’yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, Anka olabiliriz. Hedefimiz pes ettiğimiz köşenin hemen ardında olabilir. Tek güç de kendi içimizde, kendimiziz.
Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır…
Çocuklara özel hazırlanan ilk ve tek haber sitesi Yumurtalı Ekmek’i, facebook’ta beğenmeyi twitter ve Instagram'da takip etmeyi unutmayın!